23 Şubat 2013 Cumartesi

Bariyerde Yaşamı Son Oldu

Avcılar'da aşırı hız yaptığı iddia edilen bir otomobil yol ayrımındaki bariyere saplandı..


Avcılar'da aşırı hız yaptığı iddia edilen bir otomobil yol ayrımındaki bariyere saplandı. Otomobilin ön koltuğunda oturan genç kadın bariyerlerin saplanması sonucuda feci şekilde can verdi. 

Kaza, Haramidere-Ambarlı Yolu'nda saat 22.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, aşırı hızlı olan 34 JA 6659 plakalı otomobil henüz belirlenemeyen bir nedenle yol ayrımındaki bariyerlere çarptı. 20 metre uzunluğundaki bariyer aracın ön kısmından girip bagajından çıktı. Otomobilin ön koltuğunda oturan, üzerinden kimlik çıkmayan genç bir kadını araçtan yola savurdu. Yola savrulan kadın feci şekilde can verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Olay Yeri İnceleme ekipleri çalışmalarını tamamladıktan sonra hayatını kaybeden kadının cesedi Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. 

SÜRÜCÜ FERYAT EDEREK KAÇTI 

Kazayı gören kamyon sürücüsü Nurettin Aydemir, aracın çok süratli olduğunu iddia ederek, "Otomobil'in bariyere vurmasıyla durdum. Araba bariyere girdi bende ceseti görünce şok oldum. Hemen polis ve ambulans ekiplerine bildirdim. Otomobil sürücüsü yaşlı bir adamdı, bir isim söyleyerek bağırıyordu bu şekilde olay yerinden kaçtı. Ben de aracımın altına biri savrulmuş olabilir diye aracımın altını kontrol ettim" dedi. Polis ekipleri, kazayla ilgili soruşturma başlatırken kaçan sürücüyü bulmaya çalışıyor. - İstanbul / Avcılar

Kümbet Turizm Merkezi


Kümbet Turizm Merkezi
Giresun'a yaklaşık 60 km. mesafede bulunan Kümbet Turizm Merkezi, Kümbet Yaylası başta olmak üzere çevredeki diğer bazı yaylalar ile Aymaç mevkiinden oluşmaktadır.
Yaylaya Giresun - Dereli-Şebinkarahisar yolu üzerinden 2 şekilde ulaşmak mümkündür. Dereli'den sonra Güdül-Yüceköy üzerinden gidildiğinde 60 km.'lik bir yol üzerinden ulaşılır. Ayrıca Şebinkarahisar yolundan devam edilerek, İkisu-Uzundere üzerinden de ulaşmak mümkündür. Bu durumda da Yaklaşık 84 km. yol kat etmek gerekir.

Yaylada elektrik, su, ve telefon mevcut olup, İlkokul ve sağlık ocağı hizmet vermektedir. Yaylada 10 yataklı belgesiz bir otel bulunmaktadır. Kümbet'te Aymaç mesiresi ile Orman Bölge Müdürlüğüne ait Salon Çayırı orman içi dinlenme tesisleri yörede aktivite çeşitliliği yaratmaktadır.
Bektaş Turizm Merkezi
Giresun merkezden Evrenköy, Erimez, Yavuzkemal üzerinden gidildiğinde yaklaşık 56 km. uzaklıkta bulunan Bektaş Turizm Merkezi, çevresindeki Kulakkaya yaylası, Melikli Obası, Kurttepe Mevkii ve Alçakbel Orman içi piknik alanı ile birlikte bir bütün teşkil eder. Bektaş yaylasına yukarıda belirtilen güzergahlardan başka 3 değişik şekilde ulaşmak mümkündür. Bunlar; Giresun - Dereli - Yavuzkemal, Giresun - Batlama Deresi - İnişdibi, Giresun - Bulancak üzerinden giden yollardır. Bektaş yaylasında elektrik, su, telefon gibi altyapı mevcuttur. Yaylada 80 yatak kapasiteli ve iki yıldızlı bir otel de hizmet vermektedir.Yaz başlarında bile yer yer kar görülen yaylada Kurttepe mevkii kışın kayak yapmaya uygundur. Yaz aylarında burada çim kayağı yapmak mümkündür.
Sis Dağı Yaylası
Trabzon ile Giresun il sınırında bulunan Aladağ'ın en yüksek tepesi Alimeydan (sis) dağı (2182 m.) üzerinde geniş bir alana yayılmış küçük yaylalar topluluğundan oluşmaktadır. Görele ilçesinden 40 km. mesafede bulunmaktadır. bu dağ Ordu il merkezinden de görülmektedir. Sahile kuş bakışı en yakın yayla konumundadır. Su ve elektriğin mevcut olduğu yaylada, Her yıl Temmuz ayının üçüncü Cumartesi günü Sis Dağı Şenlikleri kutlanmaktadır. Bu dağ C statüsünde Milli Park olarak korunmaya alınmıştır.
Karagöl Yaylası
Dereli ilçesinin güney batısında, Giresun- Ordu - Sivas illerinin birleşme noktasına yakın bir konumda 3107 m. Zirveli Karagöl dağında bulunur.
Tamzara Yaylası

Tamzara Mahallesi ve yaylası Şebinkarahisar'ın hemen kuzeyinde bulunur.
Tamdere Yaylası
Tamdere yaylası Dereli ilçesi sınırları içinde, Şebinkarahisar yolu üzerinde yer almaktadır. Giresun'dan 80 km. Şebinkarahisar'dan ise 27 km. uzaklıkta bulunan yaylaya asfalt yollar ile ulaşılabilir
Kazıkbeli Yaylası
Daha çok bir kır pazarı olup, Her çarşamba pazarı kurulmaktadır. Yayla Gümüşhane'nin Kürtün ilçesi sınırları içinde olmasına rağmen, Genelde Giresun'un Tirebolu, Espiye , Görele, Eynesil, Güce, Doğankent ilçelerinden insanlar, Kazıkbeli çevresindeki yaylalara çıkmaktadır.
Pazar yeri tam dağın zirvesinde olup, Temmuz ayında kar görmek mümkündür. Kazıkbeli pazarına daha çok günü birlik eğlenmeye gelenler katılmaktadır.
Kazikbeli Yaylasına birkaç türlü ulaşım mümkündür. Birinçi ulaşım Tirebolu-Doğankent-Kürtün Üzerinden, İkinci ulaşım Sahilden Güce üzerinden, Üçüncü ulaşın ise Alucra ilçesinden.
Anastos Yaylası
Alucra ilçesinin güneydoğusunda yaklaşık 10 km. uzaklıkta bulunan yaylaya Kamışlı Köyü üzerinden ulaşılmaktadır. Elektrik ve suyu bulunan yaylada, yapraklı ve iğneli ağaçlardan oluşan karma bitki örtüsü güzel bir manzaraya sahiptir.

Giresun Nasıl bir yerdir?



GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 6.934 km²
Nüfus: 499.087 (1990)
İl Trafik No: 28
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Giresun bir yarımada üzerine kurulmuştur. Giresun, Anadolu'nun kuzeydoğusunda, yeşille mavinin kucaklaştığı Karadeniz'in inci kentlerinden birisidir. Doğal ve tarihi değerler açısından turizme oldukça elverişli bulunan Giresun'un bakir ormanları, yaylaları ve akarsuları ilgi çekicidir.
İLÇELER:
Giresun ilinin ilçeleri; Alucra, Bulancak, Çamoluk, Çanakçı, Dereli, Doğankent, Espiye, Eynesil, Görele, Güce, Kesap, Piraziz, Şebinkarahisar, Tirebolu ve Yağlıdere'dir.
Giresun Adası
Giresun Adası Karadeniz'in tek adası olan Giresun Adası kıyıdan bir mil açıkta yer almaktadır. 40.000 metrekare alana sahip olan ada, Aksu şenliklerinde ve yaz aylarında özel seferlerle ziyaret edilmektedir.
Kaleler
Giresun Kalesi: Oldukça zengin bir tarihi kültüre sahip olan kale, şehrin merkezine kurulmuştur. Kalede Milli Mücadele Kahramanı Topal Osman Ağa'nın anıt mezarı, tarihi saray kalıntıları, mağaralar, kaba taşlarla örülmüş surlar ve taş kabartmalar görülebilecek önemli noktalardır
Plajlar
Giresun kentinin doğu ve batısındaki sahiller kilometrelerce uzayıp giden doğal plajlar durumundadır. Kent merkezine yaklaşık 5 km. uzaklıkta yer alan, Arif Kumaş, Giresun, Belediye, Emniyet, Tabya ve Jandarma plajları Giresun'un başlıca plajlarıdır. Giresun'da kamping yapılacak plajlar Arif Kumaş, Bulancak Belediye, Keşap Düzköy Belediye Plajı, Tirebolu Plajıdır. Ayrıca yaz aylarında Giresun Adası ile Giresun Limanı arasında her akşam Mavi Tur düzenlenmektediR
Geleneksel Giresun Evleri
Kalenin güneydoğusunda yer alan ve Zeytinlik Mahallesi adını alan semt eski tarihi Giresun evlerinden oluşur. Korunmaya alınmıştır ve ziyaretçilerin uğrak yeridir. Eski evlere meraklı olanlar için gezilip görülecek ilginç bir semttir.
NE YENİR?
Giresun denilince akla karalahana ve hamsi gelir. Bunun yanında mısır unundan yiyecekler yapılır. Yemeklerden bazıları; Karalahana Çorbası, Karalahana Diblesi, Isırgan Püresi, Mısır Ekmeği, Fasulye Turşusu, Kiraz Duzlaması ve Pezik Mıhlamasıdır.
YAPMADAN DÖNME
Giresun Kalesini, yaylaları ve müzeyi,
Giresun pidesi, yaylada et, alabalık ve yöreye özgü yemeklerin (Kara lahana çorbası, karalahana diplesi, hamsi ve balık çeşitleri) yemeden,
Fındık, Peştemal ve Kazancılar Çarşısı'nda satılan el yapımı hediyeliklerden satın almadan,
...Dönmeyin.
TARİHİ
Giresun, Anadolu'nun kuzeydoğusunda, yeşille mavinin kucaklaştığı Karadenizin inci kentlerinden birisidir. Şehir, denize doğru uzanan yarımadanın üzerinde yer almaktadır. Yarımadanın karşısında Karadenizin tek adası olan Giresun Adası (Aretias), kentin bir kolyesi gibi durmaktadır.
Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien Farnakia'nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular tarafından kurulduğunu yazmıştır.
Şehir hakkında Roma, Bizans ve Rum Pontus İmparatorluğu dönemine ait tatminkar bilgiler yoktur.
Eski Anadolu tarihi araştırmalarında, şehir ve kasaba tarihlerinde dil incelemeleri sonucunda, bu bölgede M.Ö. 2000'li yıllardan beri Türk varlığının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
M.Ö. 7.y.y.da İskitlerin Karadenize göç etmesi ile Oğuz unsurları da bu bölgeye yerleşmişlerdir. Bu bölgede Oğuz boylarından Yazır, Döğer, Avşar, Karkın, Halaç'ların; Akhun, Kuşan, Peçenek, Hazar, Hun, Kıpçak Türklerinin yerleşimi mevcuttur.
Karadeniz bölgesinde, ilk ve orta çağlarda, İskit, Kimmerler, Hun, Hazar, Bulgar, Uz, Peçenek göçlerinin sonucu Türk iskanının olduğu, Karadeniz ağızlarının fonetik ve morfolojik yapısıyla birlikte yer adlarından da anlaşılır. Giresun'un batı yakasındaki Çıtlakkale mahallesinin adının Deliorman ve Selanik civarından gelerek buraya yerleşmiş olan Türk topluluğu Çıtaklardan geldiği, bölgede konuşulan lehçenin ve kültür unsurlarının Çıtak ve Gagavuz Türklerinin ki ile benzerlik gösterdiği görülür.
Hitit İmparatorluk dönemi tabletlerine dayanan tarihi kaynaklarda, Giresun'un Azzi Bölgesi sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Karadeniz bölgesinde 90'a yakın koloni şehri kuran Miletoslular, Giresun ve Tirebolu şehirlerinin de kurucularıdır. Amaçları bu bölgeyi kendilerine yurt edinmek olmayıp, buraların her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmekti. Bu yüzden yerleşim birimlerinin korunabilecek kısımlarını alıp buralara yerleşmişlerdir.
Çevresinde önemli gümüş ve demir üretim yerleri olan Giresun'a Romalılar tam bir hakimiyet kurmamışlardır. Onların döneminde bu bölgede para basıldığı rivayet edilmektedir. Roma idaresinin ilk dönemlerinde Romalı yazarlardan Ammianus Marcel'e göre Romalı komutan Lucullus buraya geldiğinde yabani kiraz ağaçlarını görmüş ve bu ağacın fidanlarını Roma'ya götürmüştür. Bu bilgi kirazın dünyaya Giresun'dan yayıldığı inancının kaynağı olmakla birlikte Roma'da daha önce de kirazın varolduğu belirtilmektedir. Giresun Romalıların ardından Bizanslıların denetimine geçmiştir.
Bizans egemenliği döneminde Yunan medeniyetinin büyük bir hızla gelişip yayılmasına karşılık, Yunan soyu gittikçe zayıflamıştır. Bu sebeple, Bizans İmparatorları, ülkelerinin içerisinde yaşayan ve başka soydan gelen insanları asimle etmeye çalışmışlar ve bu yolda en çok dil ve dinden yararlanmışlardır. Doğu Karadeniz'in ormanlık alanlardaki kabileleri itaat altına almak için ormanlar kesilerek yollar açılmış, yol boylarına muhafız kulübeleri yapılmış, hatta bir miktar Hıristiyan Bulgar Türk'ü de getirilip bölgeye yerleştirilmiştir. Bizanslılar bu yolda çaba harcarken 705 yılında ilk kez Müslüman Arap orduları bölgeye gelip İslamlığı tanıtmaya başlamıştır.
Anadolu Selçuklu Devletine vergi vermeyi kabul eden ve 1244'te Moğolların egemenliği altına giren Trabzon Türklerin bir eyaleti haline gelmiştir.
Trabzon'a bağlı bulunan Giresun ve çevresi Moğol nüfuzu altına girmiştir. İşte bu sırada, Oğuzların Üçok koluna mensup boylardan biri olan Çepniler; Ordu, Giresun ve Trabzon illeri sınırlarına yerleşmeye başlamışlardır.
Bayram Bey, Ordu ve çevresini kontrol altına alan Çepni Türkmenlerinin beyidir. Oğlu Hacı Emir Bey döneminde bu bölgeye "Bayramlu Beyliği" denilmeye başlanmıştır. O da aynı şekilde Trabzon Rum İmparatorluğunu sıkıştırmaya devam etmiş olup, Hacı Emir Beyin Oğlu Emir Süleyman Bey de, 1397'de Giresun'u fethetmiştir.
Böylece onun zamanında Giresun ve çevresinin fethi ve Türkleşmesi tam manasıyla sağlanmıştır. Bu beylik iç ve dış çatışmalar sonucu zayıflayıp Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin'in hakimiyetine girmiş ve dolayısıyla Giresun da bu devletin sınırları içinde kalmıştır.
Bugüne kadar yanlış bir kanaat olarak Giresun'un Türkleşmesi Fatih Sultan Mehmet'in 1461'de Trabzonu fethiyle beraber gösterilmiştir. Giresun'un Osmanlı Devletine bu tarihte katıldığı doğrudur. Oysa Giresun'un Türkleşmesi 1397'de Bayramlu Çepni Türkmen Beyi Emir Süleyman Beyin Giresun'u fethetmesiyle gerçekleşmiştir. Bu yanlış kanaat yüzünden Giresun'da onun adını taşıyan hiçbir eser bulunmamaktadır. Dolayısıyla Giresun'un ilk fatihi tanınmamaktadır.
FINDIK

22 Şubat 2013 Cuma

İzin Ver Yüzün Değsin Yüreğime

İzin Ver Yüzün Değsin Yüreğime

Yüzüme dokunabilirsin..
İçimi görebilirsin..
İçimde kendini..
İmkansızı imkan yapıp,
Ay ile güneşin yerini değiştirebilirsin,
Değişebilirsin içimde,
Yıldızlarla yüzünü,
Ateş ile suyu değiştirebilirsin..
Öyle sevmişim seni..
Ben bu kıyamete,
Bu aşk-ı şehvete,
Karşı koyamam..!

Tufana ses verse yüzün,
Düşerim o an peşine senin..
Bu kıyamet..
Bu aşk-ı şehvet..
Gül olur katmer katmer..
Öyle sevmişim seni..
Cennet içine ceker,

Yeşillenir içimiz..
Arınırım tufandan,
Kıyametten..
Günahtan..
Hayat bir başka olur..
Sevmişim seni..
Bir başkadır bu sevda,

İzin ver yüzün değsin yüreğime..
Kıyamete alamet olur yüzün..
O zaman cennete varır yolcu,
Oturabilirsin...
Alıp yorgunluğu,
Cennet ile cehennemi değiştirebilirsin..
Öyle sevmişim seni..
Ben bu kıyamete,
Bu aşk-ı şehvete,
Karşı koyamam..

İzin ver yüzün değsin yüreğime..
Cennete misafir olur yüzün,,
Hizmete gelir melekler..
O zaman susabilirsin,
Cennet yolu açılır..
Ömür uzar..
Ölüm yok!
Öyle Sevmişim seni,
Aşk ölümden sonra başlar...!

Gün Eğildi,

Gün Eğildi,
İnce Tülbentten Bakar Güneş Vaktine.
Vakti Geldiyse Yürümenin,
AyakLanmalı Gün, gece, ve Zaman.
Zaman Her nerede Durursa,
Gözbebeklerinde Güneşin,
İşte orda yürümelisin Umuda..!

EvciLik Oynarken Yuva HayaLini Kuran Kız Çocuğu,
Sakın Büyümeyi Hayal Etme.!
....
HeLe Sen Büyü,
Bu NesLin Nefsi,
Bu Dünyanın HeveSi,
SoysuzLarın Nefes Kokusu,
Etine Değince,
Bütün HayaLLerini ÇürütürLer..!

Seni Seviyorum..

Seni Seviyorum..

Mevsim kış, aylardan aralık
Yüreğimde sevda meydanlara iniyorum
Kalabalık şehrin göbeğinde herkes rengarenk
Ben tüm suskun kelimeleri dile getiriyorum
Dipsiz kuyuların dibi gibi hayat..
Ben yaşamanın gırtlağına sarılmış
Seni haykırıyorum..
Seni seviyorum, seni seviyorum..!

Sevdan tepemde
Ayrılığın aşkı öldürme çığlıklarında
Gövdemi sarıp sarmalamış sensizliğin anlamsızlığı
Anladım ki hayat sensiz boş bir çerçeve
Hayatın resmine bıraktığım
Aklım yine bana emanet
Dipsiz dünyanın en dibinde
Hayatın gırtlağına sarılmış
Seni istiyorum..
Ölümü göze alıp ölürcesine..

Şaha kalkmış kalbimin atışlarında sevdan.
Yüreğimi sarıp sarmalamış seni sevmemin devrimi.
Kelimeler kaçak..
Suskunluğuna sığdırmıyorlar seni sevmemi
Hayat ne kadar saklansa da gerçeğinden.
Ben kendi gerçeğimin gırtlağına sarılmış
Seni doğrularımdan haykırıyorum.
Seni seviyorum. seni seviyorum..!!

Seni sevmenin gururu değince yüreğime
İşte o an bir çığlık olup yükseliyor meydanların sesi.
Her nefesinde hayatın adı oluyorsun..
Savrulup çiğ gibi olup düşüyoruz hayata aşkınla..
Hayat ne kadar kaçsa da faniliğinden
Bir yol çizilir ahirete.
İki kapının girişi biri kızıl, biri yeşil..
"Cennet ve Cehennem"
Ben Cennet’in gırtlağına sarılıp
Yeşilleri sana giydiriyorum
Ve bedenimi kızıla atıp
Seni haykırıyorum..!
Seni Seviyorum, Seni Seviyorum..!!